Histrionik Kişilik ve Medyanın Rolü

03.01.2024

Histrionik Kişilik, Medya, Davranış

Bireyler yaşamları boyunca her an yeni durumlara maruz kalırlar ve yaşadıkları olaylar sonucu belli davranış şekilleri oluştururlar. Zamanla oluşturduğumuz bu davranışlar hissettiğimiz duygularla birlikte kişiliğimizi oluşturmaya başlar. İlk çocukluk ve ergenlik dönemlerinin sona ermesiyle de kişilik yapımız belirgin anlamda oturur. Kişilik en genel biçimiyle, ferdin yaşama biçimidir. Nasıl kültür, bir toplumun yaşama tarzını gösteriyorsa, kişilik de bir ferdin yaşam tarzını ifade etmektedir (1).

Kişilik Bozuklukları Nedir?

Her birimiz çeşitli kişilik özelliklerinin her birinden bir parça taşırız. Dolayısıyla her birimizin olaylara verdiği tepkiler ve davranışlar birbirinden farklıdır. Fakat bazılarımız bazı özellikleri çok baskın ya da çok çekinik bir şekilde kişiliklerine yansıtırlar.  Bu durumda kişiliğimizde bazı problemler oluşmaya başlar ve kişilik bozuklukları ortaya çıkar.

Bir davranışa bozukluk demek için birçok kriter bulunmaktadır. Bu kriterler: bir olay ve duruma karşı gösterilen duygu ve davranışların ortalamadan farklı olması, tekrarlaması ve kişinin yaşamını hem bireysel hem de toplumsal olarak rahatsız etmesi şeklinde sıralanabilir (2).

Psikiyatrik bozuklukların tanı ve sınıflandırılmasında kullanılan DSM-5 tanı kitabında 10 farklı kişilik bozukluğu üç küme halinde sınıflandırılmıştır (3). Kişilik bozuklukları: şizoid tip, sosyal ilişkilere ilgi eksikliği, yalnız veya korunaklı bir yaşam tarzına eğilim, gizlilik, duygusal soğukluk, kopukluk ve ilgisizlik gibi kavramlarla karakterize edilebilir (4). Bu bozukluklar şiddetli ve klinik açıdan tedaviye oldukça dirençli bozukluklardır (5). Dolayısıyla bir ruh sağlığı uzmanından destek almak oldukça önemlidir.

Fakat bazen kişi kendindeki problemi fark edemez ve yardım almayı düşünmez. Normal olmayan bir kişilik özelliğini sürekli olarak gösterir. Hatta bu davranışla özdeşleşebilir ve toplum tarafından da sıra dışı ya da farklı olarak nitelendirilmez.

Son yıllarda bunu en çok gördüğümüz bozukluklardan biri: histrionik kişilik bozukluğudur.

Histrionik Kişilik Bozukluğu

Histriyonik hastalar duygusal olarak aşırı dışavurumcudurlar, sevgi konusunda yetersizdirler ve kendilerini büyük izlenimler bırakmak zorunda hissederler (6). Sürekli olarak ilgi odağı olmak istemeleri histrionik kişileri abartılı eylemler yapmaya iter. Normale göre daha dikkat çeken kıyafetler giymeleri, yüksek sesle konuşmaları ve kelimelerindeki tiyatral tonlamaların sebebi budur.

Histriyonik bireyler karşılarındaki kişilerden sık sık yardım talep ederler.  İkili ilişkilerinde sürekli olarak övülmek isterler. İçinde bulundukları ortamda görünür olma çabaları yüksektir. Dikkat çekemediklerini düşündüklerinde kaygı seviyeleri artar.

Medyada Histrionik Kişilik Yansımaları

Bu bozukluğa sahip bireylerin toplum tarafından zor fark edilmesinin sebeplerinden biri bu davranışların normalleştirilmesidir. Günümüzde medya dikkat çeken insanları parlatarak bu eylemlerden hem ilgi hem de para kazanılmasını sağlamaktadır. Mevcut sistem bu şekilde olunca medyatik bir yüz olmak isteyen her birey normalden farklı ve dikkat çekici bir kişilik yapısını benimsemektedir. Bu da toplumdaki histrionik bozukluğa sahip bireyleri olumsuz anlamda etkilemektedir.

Rol model alınan kişilerin ilgiyi daimî olarak kendi üzerinde tutmak istemeleri, sürekli göz önünde olma çabaları gibi davranışları göz önüne alındığında birçok medyatik yüzün ciddi anlamda histrionik kişilik bozukluğu tanı kriterleriyle uyum sağladığını görmek çok zor değil.

Özellikle sosyal medyadaki takipçi sayısı, beğeni görüntülemesi ve anlık hikâye paylaşımı gibi bireyi sürekli görünür kılma odaklı yaklaşım histrionik olan bireyleri her geçen gün daha fazla tetiklemektedir. Yaşadıklarını her dakika sergilemek, duygularını sürekli olarak paylaşmak isteyen kişiler için tüm konforu sağlayan bu sistem kendi politikaları çerçevesinde hareket ederek günden güne geniş bir kitleye hitap etmeye devam etmektedir.

Medya dünyası ilgiyi sürekli olarak canlı tutmak isteyen kişilerin yaptıkları anlamsız hareketler dikkat çektiğinde bu kişileri ekran yüzü yaparak çeşitli pazarlama stratejilerini gerçekleştirmeye başlar. Böylece kişi toplum tarafından istediği ilgiyi karşılarken medyada pazarlamak istediği ürün için bir aracı bulmuş olur. Zaten ilgi odağı olmak isteyen birey bu süreçte hizmet ettiği sistemin bağımlısı olduğunu fark edemez. Medya ve histrionik kişi arasındaki etkileşim devam ettikçe hem birey hem de toplum tarafından anormal olarak nitelendirilebilecek hareket ve davranışlar sıradan hale gelir.

Sıradanlaşan bu durumun toplum için geri dönülemez sorunlara sebebiyet verdiği ülkemizde yaşanan son medyatik haberlerle açıkça görülüyor.

Bu olumsuzluklara daha fazla fırsat vermemek ve bireysel mağduriyetleri en aza indirmek için medya ve toplum arasındaki bu düzen iyileştirilmelidir. Bu etkileşimin önüne geçebilmek ve toplum ruh sağlığını koruyabilmek adına medyada göz önünde olan kişiler düzenli olarak denetlenmelidir. Ayriyeten toplum önünde olan kişilerin ruh sağlığı uzmanları ile iş birliği içinde olmaları da hem kişisel hem de toplumsal olarak bir ihtiyaç haline gelmiştir.

(1) Eroğlu, F. (2011). Davranış Bilimleri. İstanbul: Beta Yayınevi.

(2) Türkçapar, H. (2022, Haziran 7). Psikolojik Sorunları Tanıyalım 12: Kişilik Sorunları. (S. T. Tabur, Röportaj Yapan)

(3) American Psychiatric Association. (2014). Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (5. baskı). (A. Çiçek, Ed. & Çev.). Ankara: Hekimler Yayın Birliği.

(4) Triebwasser, J., Chemerinski, E., Roussos, P., & Siever, L. J. (2012). Schizoid personality disorder. Journal of personality disorders, 26(6), 919-926.

(5) Thorne, N. K. P. (2001). Personality disorder-The rules of engagement. International Journal of Psychiatry in Clinical Practice, 5(3), 169-172.

(6) Linden, M. (2006). Minimal emotional dysfunctions (MED) in personality disorders: Prepared for publication in: European Psychiatry. European psychiatry, 21(5), 325-332.