Genç Teknoloji Liderleri Köşesi 

University of Oxford | NASA | CERN | Max Planck Institute | Helsing 

Yasin Almalıoğlu

 

Merhaba Yasin Bey, bizlere zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Oxford Üniversitesi, NASA, CERN ve Max Planck Institute gibi dünyanın sayılı bilim ve teknoloji kurumlarında genç yaşınızda çalışmalarda bulundunuz. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?


Ben Yasin Almalıoğlu. Oxford Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri’nde doktoramı yeni tamamladım. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden 2015 lisans ve 2017 yüksek lisans mezunuyum. Araştırmalarımda yapay zeka ve otonom sistemler üzerine uzmanlaştım. Lisans sürecinde CERN ve ETH Zurich İsviçre’de, yüksek lisansta Max Planck Institute Almanya’da, doktora sırasında da ABD’de NASA JPL, DARPA Pentagon ve ABD Ticaret Bakanlığı kurumlarında ve çalışmalarında yer aldım.



CERN’de staj kabul süreciniz nasıldı? Araştırma stajınız ne üzereneydi, biraz daha ayrıntılı bahsedebilir misiniz?

Lisans sürecimde Fizik ile çift ana dal programındaydım. Fizik ve Bilgisayar Bilimleri’ne ilgimden dolayı ortak bir çalışma yapabileceğim bir kurum arıyordum. CERN’ün her yıl düzenlenen staj programları var. Derslerinde üstün başarı gösterdiğim ve birlikte çalışma yaptığımız hocaların referans mektuplarını da ekleyerek başvuru yaptım ve programdan Engin Arık bursu ile kabul aldım. Stajımda CERN’ün ATLAS ekibinde parçacık fiziği deneylerinin temelini oluşturan detektör simülasyon programının performans analizleri üzerine çalıştım. Yazdığım kodların dokümantasyonunu yapıp teknik rapor hazırladım ve bunlar CERN belge sistemlerinde referans olarak yer aldı.


 


CERN’den sonra ETH Zurich’te ve Max Planck Institute’ta staj deneyimiz olduğundan bahsettiniz. Bu süreçte hangi proje ve çalışmalarda bulundunuz?


ETH Zurich’te yaptığım stajımda CERN ile yakından irtibatlı bir nötrüno fiziği grubunda ETH Zurich tarafından fonlanan bir staj yaptım. Bu stajımda da elektron ve nötral pion parçacıklarının nötrüno detektöründe ayrıştırılması üzerine ortak bir çalışma yaptım. Yapay zekaya ilgim bu sayede başladı. Yüksek lisansım sürecinde yapay zeka konularına eğildim. Max Planck Institute Almanya’da yutulabilir boyutlarda kapsül endoskopi robotlarında yapay zeka konularına çalıştım ve birlikte bilimsel makale çıkardık.


 


NASA’da staj deneyimiz olduğundan bahsettiniz. Bu süreçte hangi proje ve çalışmalarda bulundunuz ve size sağladığı imkanları/avantajları neler oldu? 


Doktora sırasında da akademik çalışmaların yanı sıra harici tecrübeler de oldukça önemli. Bu sebeple yaptığım çalışmalar ile yakından alakalı NASA JPL’de bir grup ile iletişime geçtim. Bu grupta Pentagon’a bağlı DARPA’nın düzenlediği bir yarışmaya hazırlık vardı. NASA stajımda dünya ve uzay keşif robotları için yeni nesil yapay zeka sistemleri üzerine çalıştım. İnsansız robotlar için yapay zeka kodu geliştirdim ve yarışmanın bir parçası oldu. Ekibimiz birinci oldu. Şu an üzerinde çalıştığım başvurularım için bu da önemli bir adımı oluşturdu.



Staj deneyiminizin bulunması size sağladığı imkanları/avantajları neler oldu?


Stajlarım benim için öncelikle profesyonel bir deneyim ve çalıştığım konuları uluslararası alanda ortaya koyma şansı verdi. Bunlar da doktora sürecim için önemli referanslar teşkil etti. Doktora başvurularımda ilgili konularda çalışan hocaların benimle ilgilenmesinde ve doktoramı fonlamalarında çok önemli katkıları oldu.


Ph.D. için Oxford’u tercih etmenizin sebepleri nelerdi?


Aslında Oxford benim öncelikli tercihim değildi. Daha önce de bahsettiğim üzere genel tecrübelerim ve referanslarım İsviçre’de oldu. Ben de hep İsviçre’deki okullarda doktora çalışmamı devam ettirmek istiyordum. Fakat uluslararası öğrenciler için burslu doktora pozisyonu  bulmak inanılmaz büyük bir rekabet demek. Araştırma gruplarının ihtiyaçları, burs olanakları ve sizin özel araştırma konularınız gibi pek çok etken bir araya gelmesi ve sizin de o imkanı bulmanız gerekiyor. Benim arayışım olmadı, nasip 😊 Arayışım hep en iyi üniversiteler içindeydi. Arayışıma devam ettiğimde Oxford’da şimdiki hocamın grubuna denk geldim ve konuları çok yakın olduğu için burayı tercih ettim. Araştırma konuları birinci kriter olsa da Avrupa’da yaşama alışkın olmam, Türkiye’ye olan fiziksel ve sosyal yakınlığı (ABD’ye kıyasla) da önemli kriterler oldu.


Oxford’a kabul için nasıl bir yol izlediniz, sizden neler beklenildi?


Oxford’a kabul sürecim çok hızlı oldu. Aslında bu uzun bir sürecin son halkasıydı. Doktora için üniversiteden ziyade bir hocanın sizinle ilgilenmesi daha önemli. Genel olarak yaptığım gibi, şimdiki hocalarımla iletişime geçtim. Kendimden, araştırmalarımdan ve ne yapmak istediğimden bahsettim. Hocanın oldukça ilgisini çekti ve burs da sağlayabileceğini söyledi. Mülakatlar yaptık ve hocalarımın görüşü olumluydu. Fakat bundan sonra bir de üniversitenin daha önce bahsettiğim uluslararası oldukça rekabetli olan şartlarını sağlamanız gerekiyor. Bunlar ortalama, dil puanı, motivasyon mektubu gibi genelde istenen standart gereklilikler. Bunları da sağladıktan sonra kabul süreci olumlu devam etti.



Oxford ortamına adaptasyon sürecinde zorlandığınız konular oldu mu? Olduysa çözüm için nasıl bir yol izlediniz?


Adaptasyon konusunda doktora çalışmasının gerektirdiği disiplin ve öz-yeterlilik konularında sorunlar yaşadım. Daha önceki tecrübelerim sayesinde çok rahat edeceğimi düşünsem de doktora oldukça oto-kontrol isteyen ve bağımsız çalışma yapabilmeni şart koşan bir uğraş. Bu süreçte danışman hocalarımla ve lab arkadaşlarımla yaptığım düzenli görüşmeler bunu sağlamamda önemli rolü oldu. Tabi bir de eşimle birlikte yeni bir coğrafyada hayata başlamıştık. Her ne kadar Avrupa yaşamına aşina olsam da orada sabit bir şekilde yaşamak oradaki hayata çok daha derinlemesine girmeyi gerektirdi. Bunun da orada kurduğumuz sosyal yaşantımızla ve edindiğimiz dostluklarla üstesinden geldik.



Oxford’da eğitimden bahsedebilir misiniz?


Oxford dünyanın en eski üniversitelerinden birisi ve İngilizler de geleneklerine oldukça bağlı insanlar. Bunlar birleşince Oxford köklü ve geleneklere oldukça bağlı bir üniversite. Ayrıca dünyada birkaç üniversitede olan, üniversite yaşamında kritik öneme sahip bir kolej sistemi var. Kolejler üniversiteye bağlılar ve öğrencilerin daha çok sosyal ve gündelik yaşamlarını doğrudan etkiliyor. Harry Potter izleyenler için (ki yazarı oldukça Oxford sisteminden etkilenmiş) anlaşılır bir örnek vereyim. Hogwarts’ı Oxford Üniversitesi; Gryffindor ve Slytherin’i de kolejler olarak düşünebilirsiniz. Mesela sınavlara cüppe ile girilmesi zorunlu. Asamız yok ama merak edenler için :D


Oradaki eğitim hayatını tecrübe ettikten sonra, Türkiye ile kıyasladığınızda farklılıklar nelerdi?


Oxford’da üniversite ve hocalar için öğrenciler son derece kıymetli. Maalesef Türkiye’de dünya çapında güzide öğrenciler, hocalar ve üniversite nezdinde çoğunlukla hak ettikleri değeri görmüyor. Lisans seviyesinde uluslararası standartlarda bir müfredat izlendiğini ağırlıkla söyleyebilirim. Fakat, lisansüstü eğitimde çok ciddi farklar var. Her bir öğrenci ciddiyetle takip ediliyor, uluslararası kıymette birisi olarak muhatap alınıyor, ve bir sorun yaşadığında hocalar, kolejler ve üniversite elinden geleni yapıyor. Nihayetinde eğitimini öngörülen süre içinde başarılı bir şekilde tamamlaması için gerekli takibat sağlanıyor. Elbette fevkalade hocalarımız ve bölümlerimiz olmakla birlikte bunun Türkiye’de çoğunlukla “iyi üniversitelerimizde” bile sağlandığını düşünmüyorum. Çok daha uzunca bahsedebilirm bu konudan ama sözü çok uzatmak istemiyorum.




Oxford’da eğitim almak, orada pHd öğrencisi olmak size akademik hayatınızda nasıl katkılar, ne gibi avantajlar sağladı?


En büyük avantajı bilimsel literatüre katkı sağlamak ve kendimi istediğim konularda uzmanlaştırmak oldu. Oxford’un en büyük katkılarından birisi sağladığı çeşitlilik ve kültürel zenginlik ortamı oldu. Dünyanın dört bir tarafından insanlarla birlikte olmak, yakınlık kurmak ve düşünce dünyalarını anlamaya çalışmak çok büyük bir zenginlik. Araştırma dünyasında yer alan kariyer planlarım noktasında tam anlamıyla bir köşe taşı oldu. Sonraki kariyer basamaklarını bunun üzerine bina edip hayal ettiğim düşünceleri ve araştırmaları hayata geçirme fırsatı sağlayacağına inanıyorum.





Yurt dışındaki üniversitelerde eğitim almak isteyen öğrencilere tavsiyeleriniz nelerdir?


Akademik tecrübe burada anahtar öneme sahip. Uluslararası kurumlarda stajlar ve bilimsel çalışmalar sizi ön plana çıkaracaktır. Okulunuzdaki hocalar ile bir şekilde önemli bir katkıya sahip olacağınız bilimsel çalışmalarda yer almak size iyi bir referans sağlayacaktır. Akademik hayat çok zorludur ve rekabetlidir, yılmamak gerekiyor. İnsana kendisini sorgulatan bir yapısı vardır, kendinize ve başaracağınıza inancınız tam olsun.




Genç yaşınıza rağmen ülkemiz gençliği için örnek alınası birçok başarıya imza attınız. Bilim Teknoloji Üretme Azminizin Herbirimize örnek olması dileğiyle. Bu güzel sohbet için çok teşekkür ederiz.


Ayasofya Teknoloji Araştırma Merkezi

Röportaj: Merve Balcı